Skip To Main Content

2023 ESC Kongresinden Haberler-3

ISCHEMIA Çalışması: Yanıtlanmamış Sorular

Literatürde STEMI ve NSTEMI hastalarında yapılmış randomize klinik çalışmalar (RKÇ) tam revaskülarizasyon (CR) yapılan hastalarda kardiyovasküler olaylarda (MI, KV ölüm, tüm nedenlere bağlı ölüm, KV ölüm±MI) risk azalması göstermiştir. Kronik koroner arter (KKAH) hastalarında yapılmış olan gözlemsel çalışma sonuçları benzer sonlanımların geçerli olabileceği sinyalini vermekle birlikte kesin sonuçları gösterecek RKÇ’ler eksiktir. Orta-ağır iskemisi olan KKAH hastalarında tedavi başlangıcında konvansiyonel oral medikal tedavi (OMT) veya OMT birlikte kardiyak kateterizasyon ve revaskülarizasyon (PCI/CBAG) işlemlerinin (OMT+PCI/CBAG vs. OMT) etkililiğinin karşılaştırıldığı ISCHEMIA çalışmasının sonuçları, bu hasta grubunda başlangıçta invazif işlem uygulamasının iskemik kardiyovasküler olay (KVO) gelişimi veya tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde azalma sağlamadığını göstermiştir. Bununla birlikte, revaskülarizasyon ile optimum OMT birlikteliği sinerjistik etki göstererek hastaların kırılganlığını azaltmakta; KKAH’nın yaygınlığı, şiddeti ve iskemik etkisinin yanında tam revaskülarizasyon (özellikle anatomik tam revaskülarizasyon) yapılabilmesi daha olumlu sonuçlar elde etme şansını arttırmaktadır. Uzmanlar ISCHEMIA çalışması primer sonlanım noktasını karşılamamış olsa da bireysel sonlanım noktası olan kardiyovasküler mortalitede istatistik anlamlılığa erişmeyen bir azalma saptandığını belirtmektedir. Mortalite sonlanım noktasının kardiyovasküler mortaliteyi de kapsayan heterojen bir terim olduğuna dikkat çekilerek kardiyovasküler dışı mortalite nedenlerinin OMT ile beraber girişimsel yaklaşımın etkisini azaltabileceği vurgulandı. Bu nedenle, her ne kadar tüm nedenlere bağlı mortalite objektif bir sonlanım noktası olsa da kardiyovasküler mortalite daha spesifik bir sonlanım noktası olarak kabul edilmelidir. ISCHEMIA çalışmasının sağkalım eğrileri incelendiğinde kümülatif kardiyovasküler mortalite insidansının çalışmanın ileri evrelerinde kardiyak dışı ölüme göre azaldığı gözlemlenmiştir. Çalışmanın istatistiksel gücü, bireysel sonlanım noktası olan kardiyovasküler mortaliteyi göstermek için yeterli olmadığı hatırlatıldı ve örneklem sayısının 15000 hasta civarında olması gerektiği anlatıldı. Uzun dönem sonuçların değerlendirildiği ISCHEMIA-EXTEND çalışmasında 5,7 yılda girişim kolundaki hastalarda tüm nedenlere bağlı mortalitede %21 azalma saptanmıştır. Bu durum, sağkalımın değerlendirilebilmesi için uzun dönem takibin gerekliliğini, ölümcül olmayan olayların mortaliteye etkilerinin anlaşılması sonucunda klinik pratikte ve çalışma tasarımlarında değişiklikler yapılabileceği anlatıldı. MI ile mortalite arasındaki ilişkinin anlaşılmasının önemi vurgulandı.

Literatürdeki tüm verilerin ışığında “optimum” revaskülarizasyonun hastaların ve anatomik faktörlerin uygunluğunda “tam revaskülarizasyon” amaçlaması gerekir. Girişimsel kardiyoloji uzmanlarının görüşü sessiz MI hastalarında ağır iskemi (yaygın hastalık) olmadığı sürece revaskülarizasyon yapılmaması yönündedir. Uzmanlar, kronik koroner sendrom hastalarında bilgisayarlı tomografik anjiyografi kullanımının yaygınlaşması gerektiğini düşünmektedir. Bilgisayarlı tomografik anjiyografi:

  • Obstrüktif ve non-obstrüktif KAH’de tanıda yardımcıdır.
  • Altın standart prognostik belirteçtir.
  • Erken tedaviyi sağlar; daha az komplikasyon görülür, gereksiz invazif girişimlerden kaçınılmasını ve koruyucu tedavinin daha iyi kullanıldığı bir koroner revaskülarizasyon süreci sağlar.
  • MI riskini azaltır.

İçeriği görüntülemek ve daha fazla içeriğe ulaşmak için lütfen hesap oluşturun.

MAT-TR-2301849