Obezite ve BPH AÜSS Etkileri
MRI ile Ölçülen Periprostatik Yağ Dokusu Kalınlığı; Alt Üriner Sistem Semptomları (AÜSS), Erektil Fonksiyon ve Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) Progresyonu ile İlişkilidir
Arka Plan ve Amaç
Çok sayıda kanıt obezitenin benign prostat hiperplazisinde görülen alt üriner sistem semptomları ve erektil fonksiyonla ilişkisini işaret etmektedir. Visseral yağ dokusu inflamatuar yanıtları indükleyebilen farklı biyoaktif maddeler salgılamaktadır ve çeşitli benign ve malign hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Prostatı çevreleyen periprostatik yağ dokusu (PPYD) otokrin, parakrin ve endokrin yolaklarda rol alan pek çok sitokin ve hormonu salgılamaktadır. PPYD’nin prostat kanseri bağlamındaki öneminin araştırılmış olmasına karşın, PPYD ve AÜSS ile erektil disfonsiyon (ED) şiddeti arasındaki ilişki bilinmemektedir. Bu çalışma PPYD ile AÜSS ve ED şiddeti arasında bir ilişki bulunup bulunmadığını ve BPH hastalarının klinik progresyonunun öngörülmesinde kullanılıp kullanılamayacağını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.
Yöntem
BPH tanısı alan daha önce tedavi görmemiş 286 hastanın dahil edildiği çalışmaya dahil edilme kriterleri; PSA <4 ng/ml, toplam IPSS ≥8, IPSS- QoL skoru ≥3, PV ≥30 ml, ≥ 100 ml idrar hacmi ile Qmax <15 ml/sn ve yaş ≥50 olmuştur. Hastalar MRI ile ölçülen medyan PPYD değerlerine göre 2 gruba ayrılmıştır: yüksek PPYD (>4,35 mm) grubu ve düşük PPYD (<4,35 mm) grubu. Tüm hastalara ilk değerlendirmeden sonra 12 ay süreyle tamsulosin (0,2 mg/gün) ve finasterid (5 mg/gün) kombinasyon tedavisi uygulanmıştır. Hastaların 244’ü ilaç tedavisini tamamlamıştır.
Bulgular
Başlangıçta yüksek PPYD grubundaki hastaların düşük PPYD’ye sahip olan hastalara kıyasla prostat hacimlerinin daha büyük olduğu (p=0,013), IPSS skorlarının daha yüksek bulunduğu (p=0,008) ve 5-maddeli IIEF-5 skorlarının daha düşük olduğu (p=0,002) saptanmıştır.
Tamsulosin ve finasterid kombinasyonuyla her iki gruptaki hastaların prostat hacmi, maksimum akım hızı, IPSS ve yaşam kalitesi skorlarında anlamlı iyileşme saptanmış ve IIEF-5 skorunda azalma olduğu görülmüştür. İki grup arasında tedavi başlangıcı ve sonrasındaki prostat hacmi, Qmax, IPSS ve yaşam kalitesi skorlarındaki değişim istatistiksel olarak fark sergilememiştir. Ancak IIEF-5 skorundaki azalma yüksek PPYD grubunda düşük PPYD grubuna kıyasla daha belirgin olmuştur. Ayrıca yüksek PPYD grubunda prostat cerrahisi yapılan hastaların oranı da daha yüksek bulunmuştur (%4,2’ye %0, p=0,013).
Yapılan analizde PPYD’nin yaş, prostat hacmi ve IPSS ile pozitif, IIEF-5 skoruyla negatif ilişki içinde olduğu görülmüştür. Beden kitle indeksinin ise sadece IIEF-5 skoruyla negatif ilişki sergilediği saptanmıştır.

Yorum
Çok sayıda çalışma obezite ile AÜSS ve ED arasındaki ilişkiyi açığa çıkartmıştır. Ancak en sık kullanılan obezite belirteci olan beden kitle indeksi özellikle periprostatik ve pelvik kavite yağ dağılımı olmak üzere metabolik olarak aktif visseral yağ dağılımını doğru şekilde yansıtmamaktadır. PPYD yaş, prostat hacmi, IPSS ve IEFF-5 ilişkilidir ve BPH progresyonunun öngörülmesinde uygun bir indikatör olabilir.
Tamsulosin ve finasterid ile uygulanan kombinasyon tedavisi her iki grupta prostat hacmi, Qmax, IPSS ve yaşam kalitesi skorlarında anlamlı iyileşme sağlamış, ancak yüksek PPYD grubunda IEFF-5 skorundaki değişim, düşük PPYD grubundaki değişime göre anlamlı derecede daha fazla olmuştur.
AÜSS: Alt üriner sistem semptomları, BPH: Benign prostat hiperplazisi, ED: Erektil disfonksiyon, IIEF: Uluslararası Erektil İşlev İndeksi (International Index of Erectile Function), IPSS: Uluslararası Prostat Semptom Skoru (International Prostate Symptom Score), MRI: Manyetik rezonans görüntüleme, PPYD: Periprostatik yağ dokusu, PSA: Prostat spesifik antijen, Qmax: Maksimum idrar akım hızı (en hızlı akım), QoL: Yaşam kalitesi
- Zhang B, et al. Periprostatic fat thickness measured on MRI correlates with lower urinary tract symptoms, erectile function, and benign prostatic hyperplasia progression. Asian Journal of Andrology 2021;23:80-84.